Sürücülük becerığının arttırılması usulleri – yalnız acemiler için değil

Arabayı iyi kullanmayı öğreniyoruz

"Emin değilsen - Hiç sürme!" (Yazılmamış yol kanunu)

iyi şoför olamak istiyoruz mu?

Kendimizden başlamalıyız. Yani Siz kendinisi seviyorsanız, saygı ediyorsanız başkalarına saygısızlığa yol vermezsiniz. Çünkü saygısizlik, aynada eks olduğu gibi geri dönerek geliyor onu eden adamın kendisine.

Eğer biz karşımıza normal sürücülük kurslarında neler oğretilmiyor sorusunu korsak, demek ki, yeniden arabayı iyi kullanmayı öğreniyoruz. Hiç olmazsa, öğrenmek istiyoruz. Pek güzel, sürücülüğe yeni gözle bakalım. Hiç zaman unutmayınız ki, direksiyon arkasına geçen her kes insan olarak kalıyor. Kendi karakteri ve alışkanlıkları ile - hem iyi, hem de, ne yazık, kötü. Unutmayınız ki, direksiyon arkasında oturan insanlardır (Hiç olmasa bu güne kadar, Allaha şükür, böyleydi). Hem güçlü, iradeli, becerikli, hessas, dikkatlı, ve hem de ters özelliklerle birlikde. Ne yazık ki, sürücülerin seçilmesi usulleri, onların arasında delilerin rast gelmesini tam müstesna etmiyor. Bazı insanlar, komisiyonu masum kuzu gibi geçtikten sonra, direksiyon arkasına oturan gibi "canavarlaşıyor". "Onu geçecem, bunu sıkıştıracam, bu birisine yol vermeyecem!". Acaba, neden böyle oluyor? Meğer Siz sokakta giderken, ilk karşınıza çıkanın üstüne atlıyor musunuz, ya adımlarınızı çabuklaştırarak, birisini geçmek, ve yahut, bacaklarınızı o taraf, bu tarafa oynatarak, Sizden süratlı gidene yol vermemeye çalışıyor musunuz? Elbette ki hayır. Çünkü aklı başında olan adamlar böyle hareket yapmaz. O zaman neden direksiyon arkasındakı "aklı başında olmayanlar"ın sayisı heddinden ziyade çoktur? İşbu soru daha çok sosialoji ve siyasete ya da felsefeye aittir. Biz çalıştık ki, sağlığı kaybetmeden ve çok maddi zarara girmeden nasıl iyi şoför olalım sorusuna cevap vere bilelim. Ümit ederiz ki, "Arabayı iyi kullanmayı öğreniyoruz" yazısı, bu problemi kökünden çıkarıp atmasa bile, hiç olmazsa durumu bir az düzeltir. Sonra başka birisi yine bir az, bakarsınız yollarda vaziyet gayet insanlaşır. Biz geniş şekilde " Kötü görüntü şartlarında sürücülük", "Kapalı ve tehlikeli yerleden geçiş", " Dönüşlerin ve Dolambaçlı yolların geçilmesi" ve b. mevzuları elə aldık. Eğer biz, iyi şoför olamak istiyoruz dersek, direksiyon arkasına keçen gibi kendimize kesin ödev veriyoruz:

Yolda karşılıklı saygı kanundur

Başkalarına saygı gösterceğiz ki, kendimize olan saygıyı kayb etmeyelim. Sağa, sola hoşa gitmez sözler "atmaya" çabuk olmayın. Karşınızdakı kendine güvenmeyen acemi sürücü ola bilir (ilk defa direksiyon arkasına geçerken dizlerinizin nasıl titrediğini unuttunuz mu?), belki karşınızdakı imkanları sınırlı olan sağır ola bilir, (arabanın işaretlerine dikkatla bakın, ama işaret olmaya da bilir), belki de karşınızdakı naz-gamzeli kadındır (her kadın kiminse annesi, bacısı, eşi, kızı, sevgilisidir, onlara saygısızlık yakışır mı?), belki o tabiatına göre kendine dikkat çekmek istiyor, ve elbette ki, erkekler kadar arabayı bilmiyor (ama öyle sorular var ki, Siz kadınların yanından bile geçemezsiniz). Yolda karşılıklı saygı kanundur

Meğer Siz törenlerde, iş yerinde kadına qarşı hakarete yol veriyor musunuz? Bin sebep olabilir. Adamı kınamaya acele etmeyin. Ve asla, hakarete hakkınız yok. Temkinli olun, yol verin, yandan geçin, gerek olduğunda yardım ediniz. Hareketinize kendiniz de memnun olursunuz.

Yol verin, Size de yol verirler

Yol vermek, düşünüyorum, trafik kutallarından biliyorsunuz, başkasına, yolun belli kismından engelsiz keçe bilmek imkanı vermek demektir. Bazen yol Sizin olsa bile, başkasına yol vermek lazım ola bilir. "Yol vermek " kelimesinin üstünde durmak isterdim.

Dünya ülkelerinin ekseriyetin Trafik kutalları `nda (ileride "Kurallar" veya TK) deyiliyor ki, "sürücü daha hizlı giden nakliye araçlarına yol vermelidir". Ve mahsusen hangi ülkeler ve hangi maddeleri yazmıyorum, çünkü bu önemli değil. Önemli olan, trafik polisinin veya diger devlet makamlarının görevlerini omuzunuza almayın. Bu türlü görevli şahıslar onsuz da çoktur. Hiç zaman düşünmeyin ki, izin verilen azami hızla giderken, başkalarına yol vermete zorunlu değilsiniz, onlar farlarla ve ya sesle sinyel verse bile. "Bir şey olmaz, benim peşimden gitsin" demeyin. Çünkü adamın, Allah korusun, bir problemi olabilir. Belki bir derdi var, misal, acil hasta götürüyor, hastaya gidiyor, acil yardıma ihtiyacı olan çocuk götürüyor. Arabasında da özel işaret veya teknik vasıtalar yok. Düşünün, her kesi başına gelebilir. O Kuralları bozuyor mu, bozmuyor mu, Siz karar vermemelisiniz. O yol polisinin mi, başka organların mı karşısında cavab verebilir. Ama Allah karşısında – muhakkak. Kültür gösterin, yol verin. Direksiyon arkasına geçerken, bütün kötülükleri unutunuz. Yol arkadaşlarınız da Size karşılıqlı sayg; gösterir. Sürücülük tecrübesini geliştirelim ve derinleştirelim: arabayı yerden düzgün kaldırmak, şehir trafiği, şehir dışı trafik, dönüşlerin ve dolambaçların geçilmesi, kapalı, tehlikeli yerleden geçiş.

Devamını okuyun

Baş sehife Ana sayfaya

Direksiyon arkasına geçioruz

Önce hazırlık. Her şeyi bir daha kontol ediyoruz. Direksiyon arkasında dikkatı kaçırmayın

Bazı sürücülerin düşündüğü "istediğim zaman binip, gidiyorum" doğu değil. Mutlaka trafik kurallarından hatırlıyorsunuz ki "...sarhoş halde, o cümleden narkotik maddelerin etkisi altında, hasta durumda, yorgun vaziyette araba kullanmak yasaktır..." Onu ekleyelim ki, bazı ilaç maddeleri, özellikle uyku getirenler, ağrı kesenler, insan organizmine uyüştürücü etkisi gösteriyor. Ona göre de eğer Siz kendinizi kötü hiss ederek, ilaç içtiniizse, bundan sonrakı haliniz nasıl olursa, olsun, Siz Kuralları bozmadığınıza emin ola bilemezsiniz. Bunun yanısıra, çeşitli maddeler, hatta normal yiyecek mamulleri ve sular, ayrı-ayrı insanlara başka türlü etki yapıyor. Mesela, kahve, universel uyku kaçıran değil. Bazı insanlarda o, aksine, uyku getiriyor. Çünkü, onun bileşenlerinde narkotik madde kofein vardır. Doktorlerin açıkladığına göre organizmin kahveye böyle cavabı normaldir. Bu sebebden, Siz öz vücudunuzun özelliklerini bilmelisiniz ve araba kullanmanın alehine cüzi bir neden olduğunda bile, yola çixmaktan vazgeçmelisiniz, özellikle uzak yola. Eger heç bir aksi gösterici yoksa iyi yolculuklar. Ancak, direksiyon arkasına geçmeden önce, her zaman verdişiniz olsun, arabaın etrafına bakın. Dış görünüşünde hasar, çizik, ezilme olmadığına emin olun. Aynaları, silecekleri kontrol edin. Tekerleklere bakın. Şüphe olduğunda havasını manometre ile control edin. Haftade bir basıncın kontrolü önemlidir. Bundan sonra arabaya otura bilirsiniz. Motorü çalıştırmadan önce salona dikket edin, aynanın, koltukların ayara ihtiyacı varsa, ayarlayın. Salonda, idare organlarında, pannoda ciddi bir hasar olmadığına emin olun. Koltukların ayarı talimatı arabanın kitabında ve internette vardır. Unutmayın ki, şehir trafiki ve uzak seyahat için edilecek ayarlar farklıdır. Önemli olan optimal görüntüye, idare organlarına kolay ulaşıma ve rahatlığa nail olmaktır. Her şey düzenindeyse arabayı çalıştıra bilirsiniz. Motorü her zaman neytral viteste ve debriyaj pedalını basmakla çalıştırın (otomatikler için N ve ya P vaziyetinde). Motorü durdururken de debriyaj pedalı basılmalıdır.

Arabayı yerden düzgün kaldırmak

Motorün sesini dinliyoruz. Araba arasız, sorunsuz, kuşkulu sesler vermeden, düzenli çalışıyorsa - iyi. Değilse, sebebini bulup, aradan kaldırınız. Sert gürültu, hırıltı, diğer uyuşmaz sesler duydukta hemen motoru kapatıyoruz. Araba - yola hazır değil... Her şey normalse, o zaman

yerden düzgün kalkıyoruz

. Nasıl? Son sırada tehlikesizlik kemerini takıyoruz, bir daha koltuğa dikkat ediyoruz, eğer onun ayarı bozulmuştuysa. Üçüncü vitesi (veya 5-ciyi) takarak, sağ elin tam açılmasına bir az kalana kadar serbest uzanmasına dikkat edin. Kol tam açılıyorsa veya çok bükülüyorsa, koltuk yeniden ayarlanmalıdır. Ayak ve ellerin açılış açısı tahminen ≈120º). Atomatik şanzuman için yalnız rahatlığın kotrlolü yeterlidir. Sonra mekanik şanzumanda birinciye geçiyoruz, atomatikte D-ye, harekete başlamadan önce mutlaka arabanın etrafının 360º-sini görmelisiniz: göz göreni – gözle, görmeyeni aynalara bakarak ve kafanızı çevirerek (aynaların "görmedikleri" yerler var), hatta sahrada bile olsanız, ve etrafınızda heç kimse, heç bir şey yoktuysa, harekete başlayan anda emin olun ki, hareket için heç bir engel yokdur, dönüş lambasını yakıyoruz (her zaman) ve güle-güle! Pedalların basılması, bırakılmasından bahs etmiyoruz. Bunu kurslarda öğretiyorlar. Yalnız eklelelim ki, debriyaj pedalı çabuk basılıyor, yavaşca bırakılıyor (yüksek hızlarda daha çabuk), fren pedalı yavaşca basılıyor, çabuk bırakılıyor (olağan üstü hallerde durumun telebine güre), qaz pedalı ise her zaman usullü davranmayı telep ediyor – yavaşça basılıyor, yavaşca bırakılıyor. Kaygan yol özel dikkat telep erdiyor. Yukarıda yazılanlara uymak, arabayı yerden düzgün kaldırmak demek.

Şehir trafiği

Şehir trafiğini, buradakı resimde gösterilen deli ve kaotik veya düzensiz bir süreç zannetmeyin. Resim durumu şaka ile bir az kabartmış. Şehir trafiği ince idare edilen çağdaş süreçtir ki, o, her kes için zorunlu olan, tartışılmaz şekilse uyulan kurallara tabidir. Şehir trafiği kamu için zorunlu olan kurallara gönüllü uymaktan oluşuyor. Bu kuralların az-az görülen bozucuları, müstesna olmakla, kuralları bir daha isbat ediyorlar, kuralların önemini vurğuluyorlar. Bunlar yüksek tribünden, gözellik için denilen sözler değil. Trafik kurallarına uyulması, bizim her birimiz için, yakınlarımızın, akrabalarımızın, dostlarımızın, tanıdıklarımızın ve hiç tanımadığımız iyi insanların trafik tehlikesizliğini oluşturuyor. Şehir, her zaman, gösterilen resime benzemezse de, burada devamlı beklenilmezliye yer vardır. Aşağıda, faydali ola bilecek bir kaç pratik tavsiye veriliyor.

Unutmayın ki, şehir trafiği daha çok karışık, yoğun ve değişkendir;
Dönüşlerden önce her zaman dönüş lambalarını yakın, benim tanıdık "yiğit" gibi olmayın: o bir defa dedi ki, lamba sinyeli verilmesini kendi "gururundan" aşağı sayıyor. Bence bunun gururla bir alakası yoktur, ancak aptallık, eğitimsizlik ve terbiyesizlikdir;
Sürat her zaman (yalnız şehirde değil) yol şartlarına uyğun olmalı. Her zaman, ancak izin verildiği için mümkün kadar yüksek hızla gitmek akıllı iş değil. Sürücü yolda trafik kazasını önlemek için, kendi hareketlerinden (hareketsizliğinden) yana sorumludur;
Unutmayın ki, yol kenarında hisar yoksa, her avludan bir çocuk kaçarak, çıka bilir;
Işıklara, süratı azaltarak yaklaşın. Yeşıl ışığı görürken, ihtiyatlılık hafızanıızdan çıkmasın. Yol kavşağının boş olduğunu gördükten sonra geçin. Görünüşü engelleyen bir şey varsa (misal, biz orta şeritten giderken, dönüşü bekleyen araba), onun gizlediği yerleri görmeden geçmek olmaz. Yeşıl ışık yanıp-sönerken çabuk atlayıp, geçmeye çalışmayın. Yalnız kavşağının içinde olurken, yeri terk etmek düzgündür. Unutmayın ki, arasız yanan sarı ışık da trafiği yasaklıyor;
Yaya geçidine, çocuk kurumlarına ve başka daha fazla dikkat isteyen yerlere yaklaşdığınızı uyarılayan yol işaretleri aynı zamanda hızın azaltılmasını taleb ediyor;
Avlu içi yollarda, kapalı arazilerde, park yerlerinde hareket ederken ancak sağ el kuralı uygulana bilir – yol sağ tarafta gidenindir. Yoksa, bazı sürücüler avlularında "kendi kurallarını" ileri sürüyor. Böyle olamaz;
Heç kimseyi sinyel vererek acele ettirmeyin (ses sinyeli Kurallarda da yasaktır), sabırlı olun. Sabırsızlıkla başkalarına ne tecrübe, ne becerık arttıra bilirsiniz, ne de bir anda yeniden terbiye vere bilersiniz;
Tekerdaşlarınıza, yayalara zor durumda yardımcı olun: kadın veya acemi sürücü şaşırdı, belki birinin ahvali kötü oldu, kimse becermedi, kiminse artık yaşı çok...Her şey ola bilir;
Söylenenler kaza yerlerine de aittir. Yardıma ihtiyaç kalmayıpsa, olayı anlamaya çalışın, gördüyünüzden ders alın;
Sefer zamanı ve sonra kendi hareketlerinizi ve niyetlerinizi inceleyin, hataları aradan kaldırın.

Şehir dışı trafik

Sağ git, sağ dön, istediğinden bir az geç olsa bile.

Ben, orta otomobil seyahatlarinde şehirle, şehir dışı trafik arasındakı oranı gösteren istatistik bilgi bulamadım. Düşünüyorum ki, şehir dışı trafik, şehir trafiği ile mukayise edilecek orandadır. Nasıl de olsa, şehir dışı seyahatler her sürücünün hayatında önemli rol oynuyor. Şehir dışı yollar, şehir yollarından çok farklanıyor. Hızlı otobanlar projelendiği zaman bir seviyede olan kavşaklardan ve ışıklardan kaçmaya çalışıyorlar. Bu sayılan unsürlerin rast gelinmesi, ihtiyaç değil, müstesna olmakla, bir türlü indirimdir, şehirden, hızlı şehir dışı yoluna hafif geçittir. Ama bütün yollar hızlı değil. Küçük yaşayış yerlerini bir-biri ile ve şehirlerle birleştiren İkinci dereceli yollar da var. Böyle yollar, adeten, en az iki şeritli ve sert kaplamalı oluyor. Günümüzde nadir hallerde bir şeritli yol bulmak zor, ama gene de onlara rast geliniyor, özellikle tek izli köy yolları. Onlar ise kaplamasız da ola bilir. Lakin onların bir ortak noktası var, o da onların şehir dışında (genellikle yaşayış yerleri dışında) yerleşmesidir ve bu yollar için TK-nın ayrıca maddeleri ait ediliyor.

Sürat rejimine uymak önemlidir. Özellikle bilmediğiniz yerlerde, çünkü bu yerler çok zaman, xoşa gitmez sürpiz çikara bilir. Adeten mevcut olan hız sınırlama rejimleri, tehlikesizlik rejimini uyguluyor. Lazım geldiğinde ayağı gazdan çekmek sürücülüğün bir ustalığıdır;
Kendi aracınızı dayanır-dayanmaz sınavına maruz etmeyin, hiç zaman fabrikanın tayin etdiği hız, devirler sayısı ve güç sınırlamalarını aşmayın;
Yüksek süratlar hataları affetmiyor. Emin değilsen - geçme değilişi boş sözler değil. Bu, hem karşıdan gelen, hem de arkanızca fazla hızla gelen trafik araçlarına kadar olan mesafenin tayin edilmesine aittir;
Küçük hacmli ufak arabalara ve motosikletlere hor bakmayın, onlar için bilerekten engel yapmayın, onları yoldan sıkıştırmayın. Yol trafiği insan iletişiminin bir çeşididir. İletişim kültürünü hiç kimse aradan qaldırmadı;
Temkinsiz araba süren, taraftan tarafa sallanarak giden sürücülerle dikkatlli olun. Bir defa edilen böyle hareket, tehlike işaretidır. Hareketin defalarca tekrarı, karşınızdakı şoförün ya sarhoş olduğunu, ya da uyumakta olduğunun aydın delilidir. Çok nadir hallerde başka sebep de ola bilir (arabanın bozukluğu ve b.). İmkan dahilinde uyuyan sürücüyü uyandırmaya çalışın, sarhoşala ise hiç uğraşmayın, anlamsız. TYP-e haber verin ve ondan uzak durun;
Başka sürücülere, her hangı bir mümkün yolla yükün tehlikeli bağlandığı hakta veya trafik için tehlike doğuran diğer yanlış durumlardan haber verin. Çok zaman sürücüler kendileri tehlikeyi görmez (veya bilmez). Lazım gelirse, onlara tehlikeden kurtarmak için yardım edin;
Karşılıklı saygı ve bir-birine yardım sürücüler için iyi gelenektir. Ben, çok kere şahit olmuşum ki, uzak yol TIR şoförleri, diğer arkadaşlarına (çoğu zaman hiç tanımadıklarına) parasız parça, yakıt, yiycek ve su veriyorlar. Çok güzel gelenek. Siz de uzak yola çıkırken, yemeği, suyu, ilaç ve aleti fazla götürün, çünkü belki paylaşmak lazım olacak. Her bir insan yolda zor duruma düşe bilir, nasıl olsa da onun amaç yerine gidip varması gerekiyor. Başka türlü olamaz. Kendiniz yardım ede bilmezseniz, yardım çağırın. Adamların telefonu olmaya bilir veya çalışmaya bilir.

Kapalı, tehlikeli yerlerden geçiş

Yolun kapalı hisseleri derken, yolun, her hangi sebepten, kısmen veya tamamen görünmeyen bütün hisselerini nazarda tutacağız, şehir içinde mi, şehir dışında mı, ya belli alanların içinde, o cümleden avlularda mı yerleşdiğinden asılı olmadan. Böyle yerlere sis durumunda, kötü görüntü şartlarında yol gitmeni de ait edeceyiz. Yolun bir kısmı iyi görünmediği, özellikle de hiç görünmediği zaman ilk önce hızı, fren yolunun fazlası ile göründüğüne kadar azaltıyoruz. Gerekirse - duruyoruz. Mümkün kader çapuk, ama sert değil, kaygan yolda özel dikkata. Ama görünüş ansızın kaybolduğunda sert fren kaçılmazdır. Hala vaktimiz varsa, hızı minimuma kadar azaltıyoruz ki, engel meydana çıktığında ani durmak mümkün olsun. Şartlar, diğer nakliyenin yanından geçmeye imkan veriyorsa, minimum hızla trafiğe devam ediyoruz. Unutmayalım ki, TK tehlikeli yerlerden geçmeyi yasaklıyor (dağdan taş-torpak düşmesi, kayması ve diger tehlikeli tabiat olayları zamanı). Son sayılanlar meydana çıkarken, geri dönerek, tehlikesisiz bir yere kadar gidip, TYP-e haber vermek gerekiyor.
Kötü görüntü şartları aşağıdakı ortak noktalara maliktir. İyi görünmeyen yerin ardından beklenmeden diğer nakliye aracı (veya bir kaç), insan, hayvan ve yolda olmamalı eşya ve b. karşıya çıka bilir. Ama, her olayın, halın kendi özellikleri vardır. Onlara ayrıca bakmak gerekiyor.

Dik yokuş sonu

Burada, yerin kuruluşu çok bekenilmezlik getire bilir, özellikle dağ yerinde. İşbu şatırların yazarı kendi tecrübesinde, kuru dağ yokuşundan sonra, ansızın karlı inişe geçişin şahidi olmuş. Bu olay 1996-nın nisanında, Türkiye `ye giderken, Şipka yokuşunda, Gabrovo-Kazanlık yolunda oldu. Dağın güney hissesinde bahar çiçeklemişti, kuzey semtinde ise 10 cm kalınlığındakı kar örtüklü kış vardı. Yaz lastikli tekerlerle inişin neticesini, tesavvür bile etmek zordu. Ancak, bizim şansımıza, lastiklerimiz hala qış lastiğiydi. Mukayise için diyeyim ki, inişte Macar plakalı, ABS-li bir arabayı geçtim. Hiç ömrümde arabanın cızdığı böylə acayip teker izi görmedim. İz, tesadüfü şekilde etrafa yayılan diskret noktaların bir-biri ile birleştirilmesinden doğan kırık hatten oluşuyordu.
Yeri gelmişken not edeyim ki, Fransız TK, görünmeyen yol hisselerine yaklaşırken, o cümleden kapalı dönüşlere, fren edilmesini zorunlu görüyor. Bane kalırsa, bu kuralları bütün ülkeler için zorunlu ederdim.

Kapalı dönüş

Kapalı dönüş (sağdakı resim) arkasından, dönüş önünde birini geçmek isteyen intizamsız veya sarhoş sürücü veya "istediyi yerde gezmeye karar veren" yaya çıka bilir. Kapalı dönüş kendi sertliğini bile gizledir. Açık yerde her şey aydın, burada ise sürat seçerken veya trafik parametreleri tayin ederken hata yapmak ihtimali vardır, bu da kayma ve devrilme ile neticelene bilir. Bunun yanısıra, kapalı dönüşdeki hata, karşı şeride ata bilir ki, büyük ihtimalle, tam oradan başka nakliye geçdiyi zaman. İstatistik bilgilere göre, kapalı arazilerdeki kapalı dönüşlerde meydana çikan yol kazalarının büyük ekseriyyetinin sebebi ondadır ki, suçlu şoför dönüşe, karşı şeride çıkarak, giriyor, "bu yolda giden (belki de dünyada) birtek şoför" olduğunu zannederek (ne kadar akıla sığmaz olsa da). Düşünüyorum bunun şerhi gereksizdir.

Kötü görüntü şartlarında sürücülük

Kötü görüntü şartlarında sürücülük, o cümleden kötü hava şartlarında, çok tehlikeli ve hoşa gelmez olur. Ama kötü hava şartlarına düşerken telaş etmeye hiç gerek yok. Kötü görüntü şartlarındakı vaziyeti telaşla, eseple veya beceriksızlikle daha da kötüleştirmeye lüzum yoktur. Kötü görüntü zamanı ilk ilaç (hayır, gözlük, güneşte göz kamaştığında evezsiz olsa da, o değil) tehlikesiz bir yerde durmaktır. Kendisini doğrultmayan risktense, zor şartların geçmesini bekleyip, sonra rahatça niyet etdiğiniz yere gitmek tercihlidir. Kötü görme şartlarında yol gitmek için tecrübeli sürücüler karar vere bilir, o da çok mühim bir sebep varsa. Yeri gelmişken diyirum ki, günümüzde karanlığı bir az ışıklı gösteren gözlükler var, tavsiye ediyorum. Kötü görüntü şartlarını daha da kötüleştirmek mümkündür, eğer silecekler çalışmıyorsa veya çok eskiyse, ya esas ışık lambaları ayarsızsa veya duman lambaları yoksa (yanmıyorsa). İsbat edilip ki, kendine güvenmemek ve rahatsızlık, görme kabiliyetini azaltıyor (misal için, Mirzakerim Norbekov`un «Aptalın Deneyimi Aklını Başını Toplama Rehberi» kitabını okuyunuz). Gösterilen kaynaktan netice çıkarmak mümkündür ki, esas görme beyin tarafından oluşturuluyor ve anlama getiriliyor. Gözlerse yalnız, o kadar da kaliteli, aydın olmayan ilkin resimi veriyor. Benim zennimce, ilkin resimin beyin tarafinden düzeltilmiş resime olan oranıi 30:70-dir (yani, beynimiz gördüğümüz her görüntünün 70%-ni alıp, tamamlayır ve rötuş ediyor). Ona göre de cenap Allahın armağan olarak verdiği düşünme cihazını her türlü yasak veya zararlı maddelerle kütleştirmeyin.

Suda kayma yahut akvaplan hakkında

Suda kayma yahut akvaplan denilen yol olayından bahs etmezsek, tehlikeli yerlerin listesi tam olmaz. Suda kayma (akvaplan ve ya hidroplan) – yolda yaranmış her hangi su katı sayesinde tekerlerin yolun örtüğü ile olan temasının kısmen veya tam kaybolması demektir. Su toplanmış böyle yere girirken, nakliye aracı demek olur ki, yönetimsiz oluyor. Suda kayma, yüksek hızla gidilirken, tekerin, yol örtüyü ile temas hissesindeki suyu alıp, götürmesini yetiştiremediği zaman meydana çıkıyor. Neticede, protektorun mevcut derinliği ne kadar az olursa, su katı ne kadar kalın olursa ve sürat ne kadar yüksek olursa, akvaplan riski o kadar yüksek olur. Suda kayma riskinin azlatılmasına tek yönlü protektorlu "yağmu lastikleri" belli derecede yardım eder. Ancak suda kaymanın en etkili ve ucuz ilacı su göleyi karşısında hızın zamanında azaltılmasıdır.

Dönüşlerin ve dolambaçların geçilmesi

Sol ve sağ dönüş bir-birinin ayna yansıtması değil. Sol dönüş yolun dış yarıçapı üzere geçiyor, sağ dönüş ise – iç yarıçapı üezre. Buradan netice çıkıyor ki, aynı yolun, aynı dönüşünde sağ dönüş için lazım olan hiz, sol dönüşe uygun olan hızdan en az dörtte bir kadar az olmalı. Sert dönüşlerde mekanik şanzumanlar için büyük ehtimalle başka vites taleb olunacak. Burada getirilen üsuller şehir trafiğinde de serbest kullanıla bilir. Farkı bundadır ki, şehirde hizlar yüksek değil ve kullanım teлniği bir az başkadır. Ancak prensip aynıdir. Onun esas özelliği trafik şeridinin kendi tehlikesizliğimiz için tam şekilde kullanılmasıdır. Yanımızda komşu araç olduğunda heddinden fazla hareketlere de lüzum yok, çünki çok çabuk hareketleri onlar yanlış anlaya bilir, beklenilmez tehlikeli cavap vere bilirler. Hareketlerimiz yeterli kadar ince ve aynı zamanda kararlı olmalı. Dönüşleri dikkatla geçiriyoruz, çok çabuk hareketlerden doğan yanaa kayma ve sert gaz vermekden doğan devrevi tekerlek kaymasına yol vermiyoruz.

Önceden şartlaşalım ki, araba yarışçılarından alınan bütün usuller, hızlı araba kullanılması için değil, TK-a ciddi uymakla, yalnız trafiğin tehlikezizliği içindir. Yollarda keskin hissiyat amatörlerine xatırlatıyoruz ki, yol yarış treki değil. Araba yarışçılarını özel okullarda, yalnız yarış yerlerinde araba sürmeyi öğretiyorlar. Yarışlar için özel yapılı, özel teknolojiler üzere projelenmiş arabalar yapılıyor, onlar tam başka standlarda sınav geçiyor ve bazan yarışçı, yarışa haftalarla, hatta aylarla hazırlaşıyor. Heç kimseye hayatı tehlike altına getirmeye izin verilmez, ozellikle de başkalarının hayatını.

Sol dönüş

1 rakamı ile dönüşün başlangıcı işaretlenmiştir (res. 1). Bu aşamada sürat tehlikesizlik derecesine kadar azaltılıyor (motorla, gerek varsa iş freni ile yardım edilir). Sonra 2-ci noktaya yaklaşırken, mümkün kadar sağa çekiliyoruz, trafik şeridinin durumu ve hava şartları nazara alınmakla. Nokta 2, dönüşün bitdiği yerde trafik şeridimizin sağ tarafını gördüğümüz nokta gibi tayin ediliyor. Bu noktada sol elle çabuk hareketle (ancak ani değil) direksiyonu o kadar aşağı (sola) çeviriyoruz ki, dönüş noktası ile dönüşün çıkışını birleşdiren hayali hat mümkün karar düz olsun. Amortizatör çok kısa bir vakit içinde bütünlükle veya ona yakın derecede sıkılarak, merkezden kaçmanın kinetik enerjisini yok ediyor. Ve sonra direksiyonu yerine getirmeye başlıyoruz. Daha dönüş bitmese bile, biz tedricen sağa çevirmeye başlıyoruz. Bu usul merkezden kaçma gücüne karşı konulan iyi aksi güçtür ki, o dönüş için tehlikesizlik yaratıyor. Dönüşün çıkışına varan gibi (nokta 3) güvençle gaz vererek, önceki hızımıza dönüyoruz.

Sağ dönüş

Burada da nokta 1 dönüşün başlanğıcını işaretliyor (res. 2). Burada, önceki halde olduğu gibi, sürat, tehlikesizlik derecesinde azaltılıyor (motor ve iş freni ile kombine ederek). Sonra nokta 2-ye varmamış, mümkün kadar sola yanaşıyoruz (trafik şeridini ve hava şartlarını nazarde tutulmakla). Nokta 2, sol dönüşdeki gibi, ancak başka tarafa, yani dönüş biterken, trafik şeridinin sol tarafını gördüğümüz nokta olaraq bulunur. Bu yerde sağ elle sert değil, çabuk hareketle direksiyonu o kadar aşağıya (sağa) çeviriyoruz ki, dönüş noktasından, dönüşten çıkış yerine çizilen hayali hat düz gibi olsun. Bu zaman yine amortizatör kısa zaman arzinde tam ya da kısmen sıkılarak, merkezden kaçma kinetik enerjisini söndürüyor. Sonra tedricen direksiyonu yerine getiriyoruz. Yine de biz daha dönüş bitmeden, tedricen sola dönmeye başlıyoruz. Böylece hareketi düzene getiriyoruz, merkezden kaçma gücünü yok eden aksi güş, tehlikesiz dönüş yapmaya imkan veriyor. Dönüşün çıkışına vardıktan sonra (nokta 3) gazı arttırarak, hesab etdiğimiz hıza dönüyoruz.

Dolambaçlı yol hissesi

Dolambaçlı yol hissesi ile tehlikesiz gitmek için onu maksimum derecede "düzeltmek" gerekiyor (res. 3), ama trafik şeridinin dışına çıkmamak şartı ile. Bu usulu benimsedikten sonra, dolambaçlı yol hissesini düz hat (veya tehminen düz) yörünge boyunca geçmek olur, bu da tam tehlikesizdir. Yolun kayganlığından, kuru veya yaş olmasından asılı olmayarak, seçilen hızla hareket etmek olur, çünki yörüngenin düzeltilmesi yan kaymayı aradan kaldırıyor.

Dönüşe hatalı girirken

Dönüşe hatalı girirken (düzgün hız seçilmedi, yahut vaktinde hazırlık yapılmadı, yanlış hareketler ve b.) çokgen usulu denilen usul uygulanmalıdır. Bu usul, dönüşü, hepsi birlikde çokgenin taraflarını teşkil eden, bir çok kısa düz hatlı yörüngeler vasıtası ile geçmekten oluşuyor. Daha doğrusu, çokgenin tarafları şeklindeki yörünge alınıyor. Söz gidilen çokgen usulu böyle oluşturuluyor (res.4): dönüşe girdikten hemen sonra düz hat üzere hareket ederek, hızı frenle düşürüyoruz, şeridin kenarına vardıkta, freni bırakıyoruz, çabuk hareketle direksiyonu dönüş içine taraf çevirerek, istikameti değişdiriyoruz, sonra yine, çokgenin sıradakı zirvesine kadar düz hat boyunca hareket ederek, frenliyoruz, ve çok kere işbu hareketleri tekrarlıyarak, hızı tehlikesiz dereceye kadar azaliyoruz ki, yukarıda izah edilen gibi, optimal yörünge üezre hareket ede bilelim. Her düz hatlı hareket zamanı freni mümkün kadar hafif basıyoruz. Kaygan yolda tekerlerin kapanarak, kayma ihtimali var. O zaman şeridin kenarına kadar «kaydıktan» sonra kısa zaman içinde freni, istikameti deyiştire bilmek için bırakıyoruz, ve sonra yeniden fren yapıyoruz (ABS-li arabalarda bunun benzerini sistem yapıyor). Kapat